28 Eylül 2011 Çarşamba

duşakabinaleyh


Suyun sıcaklığı isteminiz dışında giderek artmaktadır. Bir süre sonra duş başlığı kestiremediğiniz hız ve yoğunlukta iğneler fırlatmaya başlar. Ani bir hareketle kaçarsınız suyun altından. Daldığınız derinlikten görünmeyen bir el tarafından çekip çıkarıldığınızı düşünür, ani bir hareketle soğuk su musluğuna bakarsınız. Aklınızı başınıza devşirmenizin hemen ardından suyun ısısı bir ¨ ha şöyle..¨ edasıyla normale döner. Bir iki dakika daha suyun altında oyalanıp atarsınız kendinizi banyodan dışarı. Omuzlarınıza saplanan iğnelerin acısını duyarsınız kurulanırken, bu bir uyarıdır, aldırmazsınız. 
Ve geçen üç dört dakikanın ardından az önce yaşadığınız münasebete dair yarı ıslak saçlarınız ve burnunuza çalınan sabun kokusu haricinde hiçbir iz yoktur. Belirsiz bir noktaya doğru yavaşça susarsınız. Banyo musluğu damlatmaya başlar. ¨ ama koçum daha şimdi ne konuştuk biz?!¨ 
duymazsınız.
¨ Dur ben bi duş alayım. Kendime gelirim...¨ dir mevzunun esası. Kendi’niz, hep siz geldiniz diye kalkıyordur. Aşkolsundur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder