24 Ocak 2012 Salı

sezenaksuluğun lüzumu yook #2

tane tane konuşmak var böyle, suratına doğru insanların. dünyanın en sevimli ve sakin tonunda, hafiften gülümseyerek. gözlerle onaylayarak ağızdan çıkan her kelimeyi. Yıldız Tilbe olup, ¨Orospu Seyhan.¨ demek var, Seyhan insanının yaptığı orospuluğa binayen. negsel.

¨ lütfen uyarı plexylerindeki yazıları şu( öncekinden daha resmi ve terimsel dil kulanılarak hazırlanmış ¨hacı bi de kalp damar cerrahimizi görün valla çok şekil ha!¨ anlamındaki cümle) şekilde revize edelim Cansucuğum.¨ diyen şefin suratına bisiktirgit bebeğim yahu. diyebilmek var, yine en sakin tonda.

kürt ¨asıllı¨ olduğunu bildiği bir çocuğu döven orospu ¨asıllı¨ çocuğun babasını, tüm nesillere iyi örnek olmaya teşvik etmek var.

herkesin ermeni, şerefli, şehit, türk, falan ve filan olduğunu iddia ettiği bir sabaha haymatlos uyanmak var. karşı komşunun illegal pencere önü çiçeğine özenip alık alık dışarıyı izlemek var, bilhassa kar yağmıyorken.

uyanmak istemediğin günlerde üzerine giydiğin melankoli hırkasının aslında tam bir ego patlaması ve ilgi açlığı çekmişliğinin nişanesi olarak üzerinde durması var, pis pis.

cumartesi var, perşembeden daha güzel olmasını umduğun.

¨merhaba¨nın ¨selamın aleyküm¨ kadar iş görmediği bir semtte yaşıyor olmanın da etkisi var Ankara'yı sevmeyişinde.

şimdi şu an, orada olmak var ve şurada olmamak.

bi de: gülümseyerek kırışmak diye bi şey var.

tıkır

tıkır

tık.


müessese ikramı:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder