14 Nisan 2011 Perşembe

noluyo loan.

şu salak şehirde, hiçkimseye yakışmıyor ya kahkaha atmak, şaşırıyorum bazen. o ne coşku, o ne yalandan kendinden geçmedir arkaaş. bi anlayamadım ben onu. kararında yaşama merakı yüzünden değil, tamamen andavallıktan hiçbi şeyin aşırısını beceremedim oldum olası.. ben kendinden geçen adamdan da haz etmiyorum mesela.. ister inançla, ister esrarla. ipleri elimde tutayım derdiyle yanıp tutuşmuyorum yanlış olmasın. kıskanıyorum lan.düşünsene.
(herhangibiyşey)keş adam vs. memur garanticiliğindeki ben..içler acısı.


kahkaha atan kadınlardan birinin ruju her an üzerime sıçrayacakmış hissiyle siniri bozuk, ürkek geziyorum sokakta. kadın oluşuma küfrediyorum. bi barışamadım anasını satayım. onlar güldükçe şakaklarıma acı saplanıyor. nasıl da eminim zerre farkım olmadığına. onlar gibi oluyorum mesela güldüğümde.ve o an bir başkasının şakağında acı peydah oluyor. parayla değil abimablam, beyin bedava.


bu şehre alkol kokusu ayrı bi gerzeklik katıyor. karşıdan gelen her heriften, tam burun burunayken üzerime kusacakmış gibi korkuyorum. burnuma çok yaklaşan herifler üzerime kusmadan gitmeyi öğrenmeliler, - malılar. gereklilik kipinde beklentilerim var insanlardan. suratına kusulası bir hal alıyorum git gide.


o değil de ben hakikaten histerik davranıyorum.
güneye insem, hamakta sallansam.
bi de benim karnım çoacıktı.
okumayın olum, üstat dedi. yaz dedi, okuma dedi. okumayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder